Tarihten Bugüne Boğaz'ın incisi
:İSTİNYE
İstinye, istanbul boğazı'nın
rumeli yakasında yer alan bir
sahil semtidir. kuzeyinde
yeniköy, güneyinde emirgan ile
komşudur. istinye çok eski bir
yerleşim bölgesidir. ilçe olarak
sarıyer'e bağlıdır.
İstinye'nin antik çağda ki adı
leosthenion'dur. ancak yine aynı
dönemlerde lasthenes ve
sosthenion adlarıyla da
anılmaktaydı. helen dilinde ki
adı sosthenion'du. bu ad, saos/sos(güvenli)
ve sthenion(güçlünün yeri-
athena'nın yeri )sözcüklerinden
türetilmiş olup, " güçlü tanrıça
athena'nın güvenli koyu "
anlamına gelmektedir. bundan da
anlaşıldığı gibi istinya adını
güvenli koyundan almaktadır.
İstinye'de antik çağda bir adak
yeri vardı. burada ki adak
yerinin argaunotların, bebrik
kralı amyknos'u yenmelerine
karşı saygı ve zafer ifaedesi
olarak inşa etmişlerdi. bu adak
yerini yani başka bir deyişle
tapınağı, argaunotların kaptanı
iasson yaptırmıştı. istinye
argaunotlar zamanında çok seçkin
bir yerdi. bizans döneminde
istinye'nin adı " stenos " oldu.
yine aynı dönemde " stenia "
adını aldı. eski dönem
isimlerinden stenia'ya uyarlanan
en yakın isim istinye olduğu
için bu ad benimsenmiş
olmalıdır. bir başka söylenceye
göre bu semt de eskiye adında
bir din adamının burada yaşadığı
ve bir tapınak yaptırdığı için
semtin adı istinye olmuştur.
argaunotların yaptırdıkları adak
yerini(tapınak), bizans kralı
konstantin, kendi adına kiliseye
çevirdi. daha sonra ise
makedonyalı basil onardı. o
dönemde istinye'de " romanos "
adlı imparatorluk sarayı vardı.
bu saray 921 yılında, tuna
kıyısından gelen bulgarlar
tarafından yıkılmıştır. bu arada
o devirlerle ilgili bir rivayet
vardır ki: bizans döneminde bir
münzevi olan daniel adlı kişi,
otuz üç yıl boyunca istinye'de
bulunan bir sütun üzerinde
oturmuş, yaz kış gelen
ziyaretcilere bıkmadan usanmadan
vaaz ederek sütunun üzerinde
kalmayı sürdürmüştür. bu rivayet
ne derece doğru bilemeyiz.
İstinye koyu, derin ve korunaklı
olduğu için, bizans döneminden
beri iskan edilmeye
başlanmıştır. hemen her dönemde
karadeniz'den gelen donanmalar
istinye koyunda
demirlemişlerdir. megaralılar,
argaunotlar, bebrikler, gotlar,
cenevizliler ve bizanslılar
istinye koyunu kullanmışlardır.
zaman zaman istanbul'un
karadeniz'e yakın semtlerine
baskın yapan don kazaklarının da
uğrak yeri olmuştur. osmanlı
döneminde de aynı üs olarak
kullanılan istinye koyu, aynı
zamanda tersane ve kalafat yeri
olarak da kullanılmıştır.
İstinye 16.yüzyıldan itibaren
gelişmeye başladı. köy, tersane
ve kalafat yeri olarak iş yeri
havasına girerken, neslişah
sultan da semtin gelişmesi için
burada ki mevcut yerleşmeye bir
mahalle kurarak ve bir mescit
yaptırarak(1547) katkıda
bulundu.
evliya çelebi ünlü
seyahatnamesinde istinye ile
ilgili şöyle yazar : "bin parça
gemi alır büyük limanı vardır.
han ve medrese yoktur. bağ ve
bahçesi çoktur. ahalisinin
fukaraları bahçevan ve
balıkçıdır. kasaba, körfez
dahilinde olduğundan havası o
kadar iyi değildir. liman
burnunda bir misafirhanesi
vardır. limanı rüzgardan
emindir. "
18 yüzyılda istinye'de sahil
boyunca yerleşme başlar ve
yalılar, konaklar yer almaya
başlar. mahalle tarihi eser
bakımından zengin yerleşim
bölgelerinden biridir. tarih
boyunca uygarlıklara kucak açan
istinye, pek çok kez bulgarlar,
hunlar, kazaklar ve rusların
saldırısına uğramış ve yıkılıp
tahrip olmuştur.
İstinye'de ki tarihi eserlerden
biri, neslişah sultan camiidir.
istinye'de değirmen sokakta
bulunan cami, ii.beyazıt'ın
torunu neslişah sultan
tarafından 1540 yılında
yaptırıldı. cami yol çalışmaları
nedeniyle 1957 yılında
yıktırıldı. arsasının bir
kısmının yola verilmesine rağmen
diğer kısmı üzerinde aynı ismi
taşıyan bir cami yaptırıldı.
Kürkcübaşı mescidi çayır
sokaktadır. padişahın
kürkcübaşı'sı tarafından 17.
yüzyıl başlarında
yaptırılmıştır. yapım tarihi
bilinmeyen bu mescit, yangın
sonucu tahrip olduktan sonra
yeniden inşa edilmiştir.
onarımlar sonucu bu mescidin
tarihi özelliği tamamen
kaybolmuştur.
Mahmut çavuş mescidi, istinye
devlet hastanesine yakın bir
yerde ve ana cadde üzerindedir.
mahmut çavuş isimli bir kişi
tarafından yaptırılmış olup
yapım tarihi bilinmemektedir.
zaman içersinde yıpranan cami,
1974 yılında yeniden
yapılmıştır. son kez 2004
yılında onarım gördü. ahşap olan
bu cami 1930 lu yıllarda üç
sınıflı okul olarak da
kullanıldı. istinye'nin koru
mevkiinde boğaziçi camii var. bu
cami'nin de tarihi özelliği
yoktur. istinye'de kaplıcalar
mevkiinde de bir cami
bulunmaktadır. ayrıca istinye
çarşında ve istinye itfaiyesi
müştemilatı içersinde de bir
itfaiye mescidi vardır.
İstinye hamamı, Neslişah sultan
camii karşısında istinye hamamı
sokağı ile istinye değinilen
sokağının birleştiği yerdedir.
hamam 1460 yılında gazi semiz
ali paşa tarafından yaptırılmış
ve vakfedilmiştir. aslında aynı
yerde iki hamam yaptırılmış
ancak biri yıkılmıştır. halk
arasında bu hamama, neslişah
sultan hamamı da denilmektedir.
dilencilerin rağbet ettiği hamam
aynı zamanda " dilenciler hamamı
" olarak da anılırdı.
Bizans imparatoru büyük
konstantin i. (324-337) " baş
melek " arhistratigos mihail'in
anısına şimdi ki mevcut kiliseyi
(iki melek) yaptırdı. taksiarhon
mihail ve gavril kilisesidir bu.
bugün ki kilise 1820 yılında rus
gemiciler tarafından yeniden
inşa edilmeye başlanmış, 1938
yılında ancak tamamlanmıştır. bu
kilise fener patrikhanesine
bağlıdır.
Mahallede bir adet müslüman
mezarlığı bulunmaktadır.
Azınlıklara ait mezarlık ise
yoktur. istinyede' ki çeşmelerin
en eskisi, ahmet şemsettin
efendi çeşmesidir. çeşme istinye
meydanında ki küçük parkın
içinde olup, 1767 yılında ahmet
şemsettin efendi tarafından
yaptırılmıştır. çeşmelerin su
yolları, 1926 yılında islamiyeti
kabul eden trandıl şem-i nur
adını alan bir hanım tarafından
onarılmıştır.
Abdülhamit han (1) çeşmesi,
istinye cami sokakta neslişah
sultan cami'nin avlu kapısı
bitişinde olup 1782 yılında
yaptırılmıştır. ii.mahmut han
çeşmesi de 1834 yılında yapılmış
ve günümüze ulaşmamıştır.
istinye sahil yolunda ve toprak
ailesine ait binanın bahçe
duvarına bitişik olarak
yaptırılan rizeli hacı bayram
kaptan çeşmesi, duvar çeşmesi
hüviyetinde olup yapım yılı 1900
yılıdır. tarihi çeşmelerdendir.
mimar yapısı ile dikkati çeken
iskele çeşmesi 1908 yılında
yaptırılmış olup, vapur iskelesi
karşısındadır. bu çeşmeyi kimin
yaptırdığı bilinmemektedir.
İstinye, tarihi eser özelliği
taşıyan bina bakımından
zengindir. özellikle, 19.
yüzyılda yapılan faik bey
yalısı, harika mimarisi ile
dikkati çeker. bina daha sonra
el değiştirdiği için pakize
hanım yalısı olarak da anılır.
recaizade(hancıoğlu) yalısı,
istinye vapur iskelesi
yanındadır. yalı 19.yüzyılın
ikinci yarısında yapılmıştır.
zamanla harap olan yalı, 1970 li
yıllarda yıkılmış, 1985 yılında
yeniden yapılmıştır.
Yeniköy'den istinye'ye girişte,
sağ tarafta ve tam köşedeki
beyaz yalı denilen yalı da
istinye'nin göz okşayan tarihi
binalarındandır. bu binayı
geçtikten sonra, hastanelere
varmadan sağ tarafta harap
görünümde ki tarihi binalar ile,
büyük bahçe içesinde ki toprak
ailesine ait köşk ve müştemilatı
dikkati çeker. istinye deresinin
ve halı sahasının yanında ki
tarihi ibrahim efendi köşkü de
harap haldedir. istinye'de sokak
aralarında pek çok tarihi bina
vardır. bunların bir kısmı
restore edilmiş, bir kısmı da
harap haldedir.
İstinye-emirgan yolu üzerinde ve
deniz tarafında ki müşir(deli)
fuat paşa yalısı da tarihi
eserlerdendir. yalı 19. yüz
yılın ikinci yarısında yapılmış
olup, ilk sahibi billuri mehmet
efendidir. sonra sırası ile iran
sefiri muhsin han, hicaz kralı
şura-ı devlet azalarından şerif
hüseyin bey yalının sahibi
olmuştur. son sahibi ise,
müşir(deli) fuat paşa'dır.
müşirdeli fuat paşa, başarılı
bir asker ve devlet adamı
olması, bildiklerini ve
düşündüklerini çekinmeden ve
dürüstce söylemesi nedeniyle
kendisine " deli " lakabı
takılmıştır. bu nedenle yalı son
sahibinin ismiyle anılır. yalı
daha sonra deniz yolları
idaresine satıldı. 1991 yılında,
tersane alanı boşaltılınca
onarıma alındı. nihayet 1999
yılında karadeniz ekonomik
işbirliği d8 uluslararası
sekreteryası, dış işleri
bakanlığının, türkiye
temsilciliğinin kullanımına
verildi.
Yeniköy'den istinye'ye girişte,
kaşkar çay bahçesi ve han
restaurant'ın çınar ağacı,
istinye'nin anıt
ağaçlarındandır.
İstinye'nin yerli halkı, bizans
dönemine kadar rum ve diğer
azınlıklardan oluşuyordu. ancak
1877 rus harbi(93 harbi)
göçleri, balkan harbi(1912)
göçleri ve rize'nin ruslar
tarafından işgali nedeniyle
istinye, en çok göç alan
yerleşim alanlarından biri
olmuştur. yirmi-otuz yıl
öncesine kadar istinye halkının
büyük çoğunluğunu rize, ardeşen,
hopa, fındıklı ve artvin halkı
oluşturuyordu. balkanlar'dan
gelenler de az değildi. bu yöre
toplulukları yine bu bölgede
ikamet etmekte ve istinye'nin
yerli halkını
oluşturmaktadırlar. ne var ki
son yıllarda yapılaşma,
siteleşme ve yeni yerleşim
alanlarının meydana gelmesi
nedeniyle nüfus da büyük bir
artış meydana gelmiştir.
İstinye denince akla
koyu,tersanesi, kalafat yerleri,
balıkcılığı, taş ve kireç
ocakları ve topraklarının
verimli olması nedeniyle
bahçecilik gelir.
İstinye'de rumlar ve türkler iç
içe yaşamazlardı. rumlar genelde
deniz kıyısını tercih ederken
türkler iç kısımlarda
yaşarlardı.
Denizi ve koyu ile dikkat çeken
istinye'de ilk deniiz hamamı,
05.10.1877 tarihinde vilayet-i
belediye kanunu gereğince,
halkın açıktan denize
girmelerini önlemek amacıyla,
1878 yılında açıldı. bu deniz
hamamı çok uzun yıllar
kullanıldı. günümüzde istinye'de
plaj(deniz hamamı) yoktur.
İstinye'nin bağ ve bahçelerinde
yetişen bostanlar, sebzeler,
meyveler ve özellikle osmanlı
çileği ünlüdür. günümüzde az da
olsa osmanlı çileği hala
yetiştirilmektedir.
İstinye koyunda yıllarca kefal,
istavrit, levrek gibi balıklar
avlandı. günümüzde koyda
kirlilik nedeniyle balık avı
yapılamamaktadır. istinye
denince akla tersane gelirdi.
büyük bir iş merkezi olan
tersane yüzlerce işci
barındırıyor ve istinye ile
özdeşleşiyordu. " küçük haliç "
olarak bilinen istinye koyu,
osmanlılar döneminde kaptan-ı
derya cezayir'li gazi hasan
paşa'nın isteği ve ısrarı ile
tersane ve kalafat yeri olarak
kullanılmıştır.
İstinye koyunda modern bir
tersane yapılması için ilk adım
1856 yılında atılmış ve zaptiye
müşiri (deli) fuat paşa'nın bu
bölgede ki arazisi üzerine
ticaret gemileri için bakım
onarım ve gemi inşa tersanesi
yapım ruhsatı verilmiştir.
tersane yapımına 1909 yılında
italyanlar talip olmuş, fakat
trablusgarp harbi nedeniyle
çalışmalar yarıda kalmmıştır.
1911-1912 yıllarında fransız
şirketi tersane yapımişini
üstlendi ve ismi " boğaziçi
istinye havuz ve destgahları
anonim şirketi " olan bir
tersane kurdular. tersane 1912
yılında hizmete girdi. 1918
yılında mondros mütarekesinden
sonra ingilizler tarafından
tersane işgal edilmiş ise de,
fransızlar tersane üzerinde
hakimiyet kurmuş ve 1928 yılına
kadar çalıştırmışlardır. 1928
yılında tersane, devlet
tarafından satın alındı. önce
denizbank'a sonra deniz
işletmeleri'ne, 1944 yılında ise
devlet deniz yolları ve
limanları genel müdürlüüğüne
bağlandı.
İstinye tersanesinde üç havuz
vardı. biri 137.15 metre
uzunluğunda ve 21.3 metre
genişliğinde, diğeri 67.32 metre
uzunluğunda ve 29.4 metre
genişiliğinde sonuncu ve üçüncü
havuz ise, 152.1 metre
uzunluğunda ve 29.4 metre
genişliğinde idi. bu ölçülerden
daha uzun bir şilep yada tanker
geldiğinde, ikinici ve üçünncü
havuzlar birleşitrilerek çok
daha uzun bir havuz
oluşturuluyor ve tersaneye gelen
gemiye rahatlıkla hizmet
veriliyordu.
Bostancı(1956), caddebostan(1956),
çengelköy(1962), suadiye(1964),
şehit temel şimşir(1977), aydın
güler(1981), rumelifeneri(1988)
ve kızıltoprak(1988) yolcu
gemileri ile celal atik(1988),
hamit kaplan(1988) tarak
gemileri istinye tersanesinde
inşa edilmiştir.
Uzun yıllar Türk ve dünya
denizciliğine hizmet eden
tersane, boğaziçi yasasının 12.
maddesi gereğince, 26.08.1991
tarihinde kapatılmış ve bu arazi
turizm alanı ilan edilmiştir. bu
tarihi tersane de izmir alaybey
tersanesine nakledilmiştir.
boşaltılan alan turizm ve
eğlence merkezi olarak
kullanılmakta, sosyal ve
kültürel etkinlikler bu alanda
yapılmaktadır. bu geniş alan
üzerinde ve tokmakburnu yönünde,
istanbul gemi trafik hizmetleri
merkezi vardır. boğaz geçişleri
bu merkezden
yönlendirilmektedir.
İstinye, sarıyer ilçesinin
sanayi bölgesidir. istinye'nin
iç kkısımlarında taş ve kireç
ocakları vardı. bunlar terk
edikdikten sonra buralarda
binalar yapılmaya başladı.
istinye'nin iç kısımlarında
kavel kablo fabrikası, türkay
endüstri ve ticaret a.ş.( türkay
kibrit fabrikası), beldeyama,
beldesan, termo teknik
fabrikaları bulunmaktaydı ve bu
fabrikalar nedeniyle istinye
ilçenin sanayi merkezi
konumundaydı. ancak, günün
koşulları dikkate alınarak bu
fabrikaların büyük bir kısmı
şehir dışına taşındı.
boşalttıkları alanlar ya konut
inşaatına açıldı yada değişik iş
alanlarına dönüştürüldü. borusan
oto, otokoç, maxicenter,
championsa gibi büyük iş yerleri
ve alışveriş merkezleri ile
istinye, boğaziçi'nin en
hareketli ve en canlı iş
bölgesidir.
İstinye'de bir de itfaiye
teşkilatı bulunmaktadır. bu
teşkilat 1926 yılında istanbul
belediyesi tarafından " deniz
itfaiyesi " olarak kuruldu ve
1960 yılına kadar hem deniz hem
de kara itfaiyesi olarak görev
yaptı. deniz itfaiye gemisi
ömrünü tamamladığından hizmetden
kaldırıldı. ancak istinye
itfaiyesi kara müfrezesi ile
görevine halen devam etmektedir.
A.B.D Başkonsolosluk binası da
istinye semti sınırları
içersindedir.
*
Son yıllarda İstinye Park
Alışveriş merkezi ile ismi daha
da popüler olan İstinye'de
çeşitli bütçelere uygun
siteler,müstakil bina ve
daireler mevcuttur.
Topaloğlu Emlak
Danışmanlık Ve Pazarlama-İstinye
TLF: 0212- 299 85 92
www.temlak.com.tr
Ticaretin ötesinde, Dostluk
ilkesinde.
1996'dan
bugüne..
|